20 Haziran 2008

Güce Odaklı İslam

AKP’nin TBMM’de grubu olan partilerle ilişkisi nasıl?

333 milletvekiliyle Meclis’te çoğunluğu sahip AKP, ne ana muhalefet partisi CHP, ne MHP, ne de DTP’yle ilişkiye giriyor...

“Sıkmabaş” konusunda MHP’yle anlaşan, anayasa değişikliğinden sonra Devlet Bahçeli’yle de ipleri koparan Tayyip Bey ve arkadaşları sadece caka satıyorlar, kapatma davasına karşı, bir ileri, bir geri taktikle vakit geçiriyorlar...

Tayyip Bey, yurtiçi, yurtdışı gezilerine çıkıyor, zaman zaman Araf suresinin 179. ayetinden alıntılar yapıyor:

“Bazı insanların kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler, dilleri vardır gerçekleri söylemezler...”

Her salı günü televizyonlarda Tayyip Bey’i, Baykal’ı, Bahçeli’yi grup toplantılarında izliyoruz..

Tayyip Bey, olup bitenlerin tek sorumlusunun CHP olduğunu öne sürüyor, Bahçeli’ye vuruyor ve böylece AKP grubundan alkış topluyor.

AKP yaklaşık yedi yıldır iktidarda...

Yedi yıldır ağızlarında “demokrasi ve özgürlük” türküsü...

Peki, AKP yedi yıldır demokrasi ve özgürlükleri genişletti mi?

Nerede!..

Varsa yoksa “sıkmabaş”...

Halk sağlığı, gençliğin korunmasını gerekçe göstererek, alkollü içki satış tüketimi alanlarını kısıtlayan ve yasaklayan AKP hükümeti değil mi?

Devlet kadrolarında siyasal İslamcı bir yapı oluşturulurken, atamalarda “liyakat ve kariyer” yerine “din ve aidiyeti” öne çıkaran AKP hükümeti değil mi?

Milletvekili çoğunluğuna dayanarak anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemez ilkesini ortadan kaldırmaya kalkışan, ‘anayasa’da tanımının yeterli olmadığını öne sürerek laiklik ilkesini aşındırmaya çalışan AKP hükümeti değil mi?

***

İmam hatip liselerinde uygulanan katsayı sisteminin bir hak çiğnemesi olduğunu söyleyen düşünce AKP’de egemen...

Bu yetmezmiş gibi “din ve inanç özgürlüğ” kılıfıyla 12 yaşın altındaki çocukların Kuran kursuna gitmelerini engelleyen düzenlemeye AKP karşı...

Milli Eğitim Temel Yasası’nın, okul kitaplarını da dinselleştirdiği bilinmeyen bir eylem değil...

Laik demokratik Cumhuriyetin Başbakanı neler söylüyor:

“Ulemaya danışmak gerek... Af yetkisi maktulün mirasçılarına aittir...”

Bunlar dinsel söylem değil mi?

Türkiye bir krize doğru adım adım ilerlerken kendi kendime soruyorum:

“Yoksa ben çok mu kötümserim?..

Yoksa hep karanlık senaryolar mı yazıyorum?”

Bakıyorum AKP iktidarı “hem suçlu, hem güçlü” görünmek için yangına ateşle gidiyor...

Tarikatçı medya Tayyip Bey’i teslim almış...

ABD’de yaşayan Fethullah Gülen, Çankaya-TBMM ilişkisi için belki de şöyle bir senaryo hazırlamış:

“Tayyip Erdoğan ve ekibini AKP’den arındırıp, yeni bir siyasal yapı oluşturmak...”

Fethullah Gülen, son otuz yılın en güçlü dönemini yaşıyor...

Devlet içinde örgütlenmesi bitmiştir.

Çünkü, devletin en önemli “istihbarat birimi” Fethullahçıların elindedir...

İsterseniz, ABD’de Utah Üniversitesi Siyasi Bilimler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. M. Hakan Yavuz’un, Özdemir İnce’ye gönderdiği açıklamadan bir bölüm vereyim:

“... Söz konusu cemaatin bugünkü konumundan, ciddi şekilde hem demokrasimiz açısından, hem toplumsal barış açısından kaygı duyuyorum.

Cemaat bir siyasi proje peşinde ve bu Cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun bir proje değil...”

İşte Fethullahçıların gerçek yüzü...

Bunu, ben değil Hakan Yavuz söylüyor. Üstelik Fethullahçıların uluslararası aktörlerle ilişkilerinin sorgulanmasını istiyor...

Evet... AKP, Fethullahçıların tuzağına düştü. Tek amaçları, devlet içinde örgütlenmek, Çankaya’ya Abdullah Gül’ü çıkarmaktı. Görevlerini bitirip güçlendiler.

***

AKP kapatılırsa, yeni projelerini uluslararası aktörlerle birlikte gerçekleştirecekler.

Projenin adı çok önceden konmuştur:

“Büyük Ortadoğu Projesi...”

Tayyip Bey bu tuzağın içine düşürülmüştür, bilerek ya da bilmeyerek...

AKP’nin “Milli Görüş” çizgisindeki milletvekilleri acaba hiç uyarmadılar mı Tayyip Bey’i?

Bilemem!..

Benim bildiğim Tayyip Bey’e “gaz” vermişlerdir Fethullahçılar son sekiz ay içinde. Tayyip Bey de bu dolduruşla “tam gaz” gitmiştir işte.

Hakan Yavuz ne diyordu:

“Cemaat (Fethullah Gülen ve takımı) özelde Said-i Nursi’nin Risale-i Nur’unu, genelde ise İslamı ‘araçsallaştırmıştır’. Gittikçe İslamsız bir İslam anlayışı hâkim olmakta ve güce odaklanmış bu İslam anlayışı ahlaki çekirdekten uzaklaşmaktadır.”

Bunun anlamı nedir?

Yanıtını Fethullah Gülen versin!..

Hikmet Çetinkaya - Cumhuriyet, 19 Haziran 2008
Related Posts with Thumbnails