22 Ağustos 2007

Herkes bizi göndermek istiyor!

22 Temmuz gecesinden 20 Ağustos gecesine kadar geçen süre 30 gün bile değil.

Ve biz ne kadar şanslı insanlarız ki aradan 30 gün bile geçmeden Başbakan’ın verdiği sözleri tutma alışkanlığı olmayan birisi olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz.

Başbakan önce "Cumhurbaşkanı adayını uzlaşma ile belirleyeceğiz. Elimde bir liste ile partileri dolaşacağım" diye söz verdi, bunu tutmadı ve Abdullah Gül’ü cumhurbaşkanı adayı ilan etti.

Dün de seçim gecesi verdiği "Herkesi kucaklayacağım, bana oy vermeyenleri de anlamaya çalışacağım" sözünü unuttu ve Bekir Coşkun’a kendisine başka bir ülke arama önerisinde bulundu.

Düşündüm de şu kısa Cumhuriyet tarihimiz süresince Bekir Coşkun ve bizim gibi insanları bu ülkeden kovmak isteyen ne kadar çok grup çıkmış.

Önce Mustafa Kemal ve arkadaşlarını vatana ihanet eden halifeye karşı çıktıkları için bu ülkeden göndermek istediler, başaramadılar.

Aradan yıllar geçti "Komünistler Moskova’ya" dediler, gönderemediler.

Sonra "Ya sev, ya terk et" dediler, yine burada kaldık.

Şimdi de "TC vatandaşlığından çıkıp, gidin" diyorlar.

Belli ki varlığımız her dönemde birilerini rahatsız etmiş.

Demokrasi istiyorduk, insan haklarına saygı istiyorduk, laik düzenin devamını savunuyorduk, kadınlar ile erkeklerin eşit bireyler olarak toplum içinde yer almasını savunuyorduk, birileri zenginlikten ne yapacağını bilemezken bazılarının açlıktan ölmesini istemiyorduk.

Ve bu, her dönemde iktidar sahiplerini rahatsız etti.

Geçmişte varlığımızdan hoşlanmayanlara nasıl kafa tutup, ülkemizi terk etmedikse, şimdi de terk etmeyeceğiz elbette.

Gün gelecek geçmiştekilerin öğrendiği gibi, bugünkü iktidar sahipleri de demokrasinin nasıl bir şey olduğunu öğrenecekler.

O gün geldiğinde onlar gibi "Araplara benzemeye çok heves ediyordunuz, hadi gidin Arabistan’a" da demeyeceğiz elbette.

Mehmet Y. Yılmaz - Hürriyet, 22 Ağustos 2007

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails