15 Mart 2008

Hayata Dönüş Operasyonu

Ankara kulislerinde konuşulan, Yalçın Küçük tarafından dillendirilen şey gerçek oldu.

Ve uzun süredir beklenen, Ankara kulislerinde konuşulan, Yalçın Küçük tarafından dillendirilen şey gerçek oldu. Borsanın da kapanması beklenerek, AKP için kapatma davası açıldı.

Bu gelişmeye Başbakan Erdoğan’ın sık kullandığı deyimle, “Hayırlara vesile olur inşallah” mı demeli? Yoksa AKP’nin dudağına kondurulan bir hayat öpücüğü, ekonomi başta olmak üzere gelen kötü sinyallerle inişe geçen ve asabı bozulan parti önderliği için “hayata dönüş operasyonu” olarak mı bakmalı? Asıl mesele burada.

AKP’nin sözcüleri ne derlerse desinler, ekonomideki kötü gidiş örtülemiyor, saklanamıyorken, YÖK’ten türban konusuna, sosyal güvenlikten özelleştirmeye, kadrolaşmadan emekli maaşlarına dek hemen her şey AKP’nin eline, ayağına dolanıyorken atılan bu adım, bahane arayışında olan Başbakanı ve diğer AKP kadrolarını hayli rahatlattı besbelli.

ABD’nin en büyük 20 bankasından birinin battığı hafta içinde, Beyaz Saray’dakilerin, AKP yönetiminden tasfiye edilen Cüneyt Zapsu’nun deyimiyle, AKP liderini “deliğe süpürmeyip, kullandıkları” bir dönemde, tam da ABD’den kaynaklanan ama önlenemeyen küresel krizin öncü dalgaları, Boğaz’ın kıyılarına vurmuşken bu adım atıldı. Bu nedenle insanın aklına, aynen Başbakanın bir zamanlar hapse atılması gibi “Atlantik’teki büyük patronla oynanan bir ortaoyunu mu, yeni bir danışıklı dövüş mü” sorusu geliyor.

Boğaziçi’nin büyük patronlarının, onların birkaç aydır hükümetle arası açık olan üyesinin yani en büyük medya patronunun ve de bu büyük patronun zenginler kulübü başkanı olan kızının hükümete yüklendikleri bir ortamda bu dava açıldı. Bu kadarı da tesadüf mü?

Gelelim yakın gelecekte olabileceklere. AKP mağdur ve mazlum edebiyatına sarılır, “biz herşeyi çok iyi yönetiyorduk, Türkiye’de ortam güllük gülistanlıktı” demeye başlar ve siyaset masasından, kendi yaptıklarının bedelini ödemeden kalkar. Yani hesabı ödemeden masayı terk eder. AKP’nin tüm beceriksizliği ve olumsuzlukları unutulur, belleği zayıf olan insanlar da AKP’yi mağdur olmuş dürüst delikanlı olarak anımsar dururlar. AKP’nin bir süre önce küstüğü liberallerden büyük iş çevrelerine kadar hemen herkes ve her kesim, AKP’yi desteklemeye başlar yeniden.

Cumhurbaşkanı ve başbakan da dahil parti yöneticilerine beş yıl yasak gelince, “dürüst, özelleştirmeye karşı mırın kırın eden, Nazım Hikmet seven ve Mülkiye mezunu AKP’li” yani Abdüllatif Şener ortaya çıkar. Neden tekrar aday olmadığına ve hangi konularda AKP’nin lideriyle ters düştüğüne ilişkin uzun açıklamalar yapar ve “yeni bir yüz, yeni bir ses, yeni bir soluk” olarak ABD, sermaye, medya işbirliğiyle piyasaya sürülür.

Sonuç mu? Türkiye, IMF ve Dünya Bankası’nı sorgulamadan, NATO, ABD ve AB’yi sorgulamadan, kamucu, toplumcu, halkçı siyasetleri gündemine almadan, başındaki çuvalı çıkarmadan demokrasi ve serbest piyasa oyunu oynamaya devam eder. Taa ki yeni bir krizle sarsılana kadar.

Kaynak: Gerçek Gündem

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails