28 Mart 2008

Uzlaşma Olur mu?

İşin ciddiyeti kaçıyor, ama insanlarda bir tedirginlik gözleniyor...

Hem tedirginlik hem umutsuzluk iç içe...

Başkent Ankara'nın siyasi kulislerinde "Ergenekon Operasyonu" tartışılırken başta TÜSİAD olmak üzere, demokratik kitle örgütleri siyasal iktidara, CHP'ye ve MHP'ye uzlaşma çağrısında bulunuyor...

Tüm bunlar olurken "Ergenekon Operasyonu" İşçi Partisi yöneticileri, Aydınlık dergisi çalışanları üzerinde yoğunlaşıyor...

Gerçekten neler oluyor?..

İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, Ferit İlsever, İP Genel Sekreteri Nusret Senem, Aydınlık dergisinin ve Ulusal Kanal'ın üst düzey yöneticileri, toplumun yakından bildiği adlar. Perinçek, İlsever ve öteki gazeteci arkadaşlar yıllardır yazıp çiziyorlar. İP'nin Türkiye'ye ve dünyaya bakışı belli...

Bu noktada "Gerçekten neler oluyor" sorusunu sık sık gündeme getirmek gerekiyor...

Medyanın "dinci kolu" bugüne dek Cumhuriyet, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Kanaltürk ve Aydınlık dergisini hedef göstermedi mi?

Kimdi o "gazeteci kimliği"yle ortalığı tozu dumana karıştıran, adlarını saydığım gazetecileri hedef gösteren?

Fehmi Koru ve kopyası "Taha Kıvanç"...

Taraf, Yeni Şafak ve Star gazetelerine bilgi aktaranlar kimlerdi?

Tartışılması gereken, "muhbir gazeteciler" değil mi?

Birileri İlhan Selçuk'u, Kemal Alemdaroğlu'nu, Doğu Perinçek'i "Ergenekon"a sokmak için yoğun çaba gösterirken "Şeyh Şamil" açık açık Tuncay Özkan'ı hedef gösterdi...

Hele Ali Bayramoğlu'nun yazdıklarını dün sabah bir kez daha okudum...

Ali Bayramoğlu'nun demokrasiyle ve evrensel hukukla uzaktan yakından ilgisi yok...

21 Mart 2007'deki yazısına bakın, Bayramoğlu ne diyor:

"...Bu tuzağa düşmeyin. AKP'nin kapatılma davasını bir münazara mevzuu haline getirmeyin. Bunun 'hukuki' olduğunu söyleyenlerle tartışma programlarında aynı masaya oturarak olup biteni meşrulaştırmayın.(...) Tarafınızı seçin ve orada durun..."

***

Laik demokratik Cumhuriyetin altını oyan, polis örgütünden eğitime ve yargıya dek devletin duyarlı kurumlarına "tarikat şeyhleri"nin müritlerini yerleştiren düşünceyi savunmak Türkiye'de "demokratlık" mı oluyor?

Fehmi Koru, Ali Bayramoğlu, "Şeyh Şamil" üçlüsünü yakından izleyin...

Fehmi Koru, Abdullah Gül'ün yakın arkadaşıdır...

Koru'nun yazdıkları arşivimde...

Muhterem, gazeteci değil, istihbarat uzmanı...

Ben onun "istihbarat uzmanı" olduğunu neredeyse 1990 yılından beri yazıyorum...

Fehmi Koru bir de gazeteci Vedat Yenerer için yazdı önce...

Vedat Yenerer gözaltına alındı, ardından tutuklandı...

Bekliyorum, beni ne zaman yazacak!..

Fehmi Koru, kimlerin gözaltına alınacağını önceden nasıl biliyor?

Bunun yanıtını ben biliyorum aslında. Benim 1957'de aldığım "tasdiknamem" ve 1980 yılındaki "sağlık raporum" Fehmi'nin arşivinde...

Bu arşiv ve belge işlerini Fethullahçılar çok iyi bilir...

Bakın, unutmadan ekleyeyim...

Yargıtay krokisi dolaşıyor ve bu eylem Doğu Perinçek'e ihale edilmek isteniyor...

Şule Perinçek, Akşam'ın haberine göre diyor ki:

"Yargıtay krokisi baskından önce Taraf gazetesinin sahibi Alkım Kitabevi'nin Ankara Yenişehir Ofisi'nden İP Genel Merkezi'ne gönderilmiş..."

Taraf, ilginç bir gazete...

1 YTL' ye satılırken 40 kuruşa düşürüldü satış fiyatı...

Yazar kadrosu evlere şenlik!..

Bu gazete solcu mu? Hayır!.. Bu gazete sağcı mı? Hayır!..

Taraf, Fethullahçı sermayenin desteğinde, Amerikancı, İslamcı...

Alkım Yayınları'nın ne kadar parası pulu var ki gazete çıkarabiliyor?

Önce bunu tartışmak gerekiyor!..

Oğlunu iflas ettiği için özel okuldan devlet okuluna aldıran "patron", bir yıl içinde gazete çıkaracak kadar parayı nereden buldu?

***

Toplumda bir tedirginlik, dehşet, korku, gerginlik ve umutsuzluk var...

Hüsamettin Cindoruk'un söylediği gibi, Türkiye 12 Mart'ın, 12 Eylül'ün ağır ve baskıcı koşullarını yaşıyor sanki...

Herkes birbirine soruyor:

"Beni de Ergenekon'dan gözaltına alırlar mı?"

Çünkü "Fethullahçı Gladyo"nun tetikçileri işbaşında!..

Hikmet Çetinkaya, Cumhuriyet - 28 Mart 2008

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails