01 Nisan 2008

Kapatma Davası ve Rehn Geyiği!

AKP'ye yönelik kapatma davasının Anayasa Mahkemesi'ndeki süreci dün resmen başladı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın hazırladığı iddianame AKP'ye özel olarak ulaştırıldıktan sonra "savunma süreci" başlayacak.

Bu süre bir ay... AKP isterse uzatılabilir...

AKP ve medyası, dün olağanüstü bir beklenti içindeydi. Anayasa Mahkemesi, iddianameyi reddedebilir, böylece dava, en azından bir süre için devreden çıkmış olurdu. AKP'liler bu olasılığın gerçekleşmesi halinde ne yapacaklarını şöyle özetliyorlardı:

"O zaman anayasa değişikliğine gerek kalmaz!"

Salt bu yaklaşım bile, AKP'nin anayasa değişikliğini sadece ve sadece kendisi için istediğinin en somut göstergesi.

Dava ne kadar sürer?

Önceki kapatma davaları da dikkate alındığında bu yılın son çeyreğini bulur.

Nasıl sonuçlanır?

Bu sorunun yanıtını biz vermeyelim, AKP kulisine bırakalım. Arkadaşların yorumu şöyle:

"Bizi kesin kapatırlar. Ona göre önlem alalım... Anayasayı değiştirip, davayı ne olursa olsun düşürelim!"

Yeniden altını çizelim, bunlar AKP kulisinde konuşulanların bir bölümü... Öteki bölümlerini başka yazı konusu yaparız!

***

Dava başladı... Bize göre bu sürecin nasıl seyredeceğini iyi öngörenler arasında iki kesim var:

AKP ve AB...

AKP boyutunu bir ölçüde yukarıda aktardık... AB'den gelen haberler aynı zamanda Türkiye'ye bakışın göstergesi.

AB komisyonunun ilerlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn 14 Mart'ta açılan kapatma davası için 15 gün sonra şöyle konuştu:

"Eğer AKP kapatılırsa AB müzakereleri kesilir!"

İlk soru:

DTP'nin kapatılma davasında bu değerlendirmeyi yaptı mı?

Hayır...

İkinci soru:

Rehn, davanın açılıp-açılmamasını sorun etmiyor. Kararı yorumluyor. Bu durumda Rehn için sorun Türkiye'de yasaların ne olduğu-olmadığı değil, AKP için ne karar verildiği, öyle mi?

Evet... Yaptığı açıklama onu gösteriyor.

Bu durumda ortaya şu gerçek çıkıyor:

AB için önemli olan Türkiye'nin demokratikleşmesi, yasalarının AB'ye uygun olup olmaması değil, AKP'nin başına bir şey gelmemesi... Anlaşılan AB, Türkiye'ye özel AB komiseri atamayla AKP icraatı arasında bir fark görmüyor. O yüzden de ne pahasına olursa olsun, korumaya çalışıyor.

***

Rehn, eğer şunu deseydi, bir ölçüde anlardık:

"Türkiye'de parti kapatmaya ilişkin yasalar çok ağır. Kapatma aşamasına gelmeden önce partilerin denetimi için daha alt mekanizmalar olmalı... Örneğin, tek tek kişilerin sorumluluğu öne çıkarılmalı..."

Rehn, bunun yerine doğrudan mevcut bir yasanın uygulanmasını sorun yapıyor.

İş Rehn'le de bitmiyor... Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raportörü Ria Oomen-Ruijten'in mayısta yayımlanması planlanan taslak raporunda şu değerlendirme var:

"Türkiye'de herkesin güvenebileceği bir yargı yok. AKP'ye ve DTP'ye açılan davalar beklemede. Türkiye'de siyasi sürece yargı darbesi yapılıyor..."

Bu taslak değil, taslama...

Rehn'inki de kusura bakmasın ama, Anadolu diliyle ren geyiği muhabbetine benziyor!

Mustafa Balbay - Cumhuriyet, 01 Nisan 2008

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails