21 Mayıs 2008

19 Mayıs’ta; Siyasal ve Bedensel ‘Arızalar’

19 Mayıs; toplumsal gelişmelerden en az yüzyıl geride kalan dine bağımlı Osmanlı Devleti’nden bağımsız laik Cumhuriyete ilk adımın atıldığı, Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkarak iç ve dış düşmanlara karşı savaşı başlattığı gün.

19 Mayıs, her yıl Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı adı altında düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor.

Bugünlere gelmelerine olanak sağlayan Atatürk’ü anma gününde Çankaya’daki AKP’li ile Başbakanlık’taki “kardeşi”nin yayımladıkları mesajlarda günün gerçek anlamına değinen ifadelere rastlanmıyor.

Atatürk’ü anma gününde gericiliğin üstünü örten ve Atatürk’ün onca yol gösterici sözleri arasında herhangi bir sırada olan “Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyine” ulaştırmayı amaçlayan tek bir cümlesini yineliyorlar.

Çankaya’daki ve Başbakanlık’taki ikili, Cumhuriyet’in ilk adımı olan 19 Mayıs günü açıklanan mesajlarında Atatürk gençliğine, onun içerden ve dışardan gelen her türlü vaade, her girişime karşın tam bağımsızlığı korumayı öngören öğütlerini anlatmaya yanaşmıyorlar.

19 Mayıs günü Atatürk’e ait tek bir cümleyle yetiniyor, üstü kapalı biçimde AKP propagandası yapıyorlar.

***

İkinci, üçüncü sıradaki AKP yetkililerinden bilgisizlikten kaynaklanan acayip yorumlar geliyor.

Örneğin Başbakan Yardımcılığından Adalet Bakanlığı’na gönderilen Mehmet Ali Şahin, Türkiye Cumhuriyeti kurulurken sadece cumhurbaşkanının, Genelkurmay başkanının ve Diyanet İşleri başkanının makam aracı olduğunu ve bu durumun “halkın dine olan ihtiyacına böylesine önem verildiğini” vurgulamak için söylüyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarını bırakalım bir yana; oysa, Şahin biraz olsun kitap karıştırabilir, İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı sırada ABD’ye Türkiye’nin sahip olduğu değerleri açıklayan büyükelçilik raporlarında ülkemizde ancak 200-300 otomobil olduğunun yazıldığını görebilirdi.

Şahin, Çankaya’daki AKP’liden ve RTE’den farklı konuşmuyor. Konuşması da beklenemez. 19 Mayıs’ın kendi yaşamından başlayarak ulusun yazgısını değiştireceğini anlatacağı yerde, bu tarihsel günde tabii dinci parti AKP’ye yakışır içerikte dincilik satıyor.

***

1 Mayıs’ta Kayseri’de, 18 Mayıs’ta Eskişehir’de halka konuşan RTE’nin ne gözünde ne de vücudunda herhangi bir arıza yok.

Bu illerde yaptığı son konuşmalarda da; ekonomik ve sosyal çalkantılardan bunalan halka karşı başarısızlıklarını örtmeye çabalıyor, sanki başarısızlıklarına neden parti lideri Baykal’mış gibi sürekli CHP’ye yükleniyor.

18 Mayıs gecesi 23.40’ta Başbakanlık’tan yapılan bir açıklama “gözünde beliren sağlık sorunu nedeniyle” 19 Mayıs törenlerine katılamayacağını bildirdi.

Acaba gözündeki arızaya, giderek gözüne batan CHP’deki toparlanma, kıpırdanma mı neden oldu?

Yoksa Emine Hanım’ın kraliçenin yaş günü kutlamalarında İngiltere Sefareti bahçesinde sık sık görüştüğü kimi hanımlara söyledikleri, -ne olduğu açıklanmayan- gözdeki rahatsızlığı başlatan gerçek neden mi?

RTE’nin eşi, şöyle diyor: “Bugünlerde psikolojik olarak da bedenen de çok yorgunuz.”

Kısa ama çok dikkat çekici bir cümle.

Bu, sıkıntıları dışarıya yansıtmamak için her türlü çareye başvuran bir siyasetçinin evdeki ruhsal ve bedensel durumunu yansıtan bir cümle.

Enflasyon, her gün artan fiyatlar karşısında geliri sabit kalan bireylerden gelen eleştiriler bir yandan. Diğer yandan iç politikadaki zikzaklarıyla kimi sorunları daha da karmaşık duruma getiren politikaların önüne getirdiği, partinin kapatılması olasılığından, siyaseten yasaklanırsa ne yapacağını, ne olacağını bilememekten kaynaklanan sorunlar…

...Gözde de, bedende de birden sıkıntılar çıkmasına, hatta varsa ülser gibi, sara gibi rahatsızlıkların birden canlanmasına veya yeni rahatsızlıkların başlamasına yol açabilir.

Siyasal ve kişisel olasılıklardan kaynaklanan RTE’deki bunalımı ABD ve AB’den gelen kimi sesler özetliyor:

“…Geçen yaz elde ettiği önemli siyasi sermayeyi çarçur etti…”

Boşuna söylenmemiş: “Haydan gelen huya gider” diye!

Cüneyt Arcayürek - Cumhuriyet, 20 Mayıs 2008

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails