06 Mayıs 2008

2009 Başına Kim Hazır?

AKP Anayasa Mahkemesi'ne savurmasını, affedersiniz savunmasını tanınan süreden 2 gün önce verdi. Hem acelecilik hem içerik, AKP'nin "kimi kararlar" aldığını ortaya koyuyor.

AKP istese savunma için ek süre alabilir ve zamanı uzatabilirdi. Yapmadı!

Neden?

Başbakan'ın verdiği yanıt şu:

İstikrarı bozmamak için!

Bu açıklamayı Türkçeye çevirirsek, Başbakan şunu demek istiyor:

AKP iktidarını sürekli kılmamız gerekiyor. Bu süreç nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, biz devamına bakalım ve yine iktidarda kalalım!

AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk'ın "AKP kapatılacak, onun yerine kurulacak parti daha güçlü olarak iktidara gelecek" sözleriyle, AKP'nin davaya ilişkin tutumunu birleştirince ortaya şu soru çıkıyor:

AKP davası sonuna kim hazır?

Bu davanın 2008 sonunda biteceği hesaplanırsa, 2009 başına kim hazır?

Gözlemimiz o ki; en ciddi hazırlıklar yine AKP iktidarı çevresinden geliyor. Türkiye'de değil bir yılın sonu bir haftanın sonunu görmek bile zor ama, "o güne" ilişkin biletlerin satılmaya başlandığını görüyoruz!

***

AKP savunması henüz yayın organlarına tümüyle yansımadı. AKP'nin tam resmi yayın organı olarak Yani Şafak gazetesinin savunmanın içeriğine ilişkin haberleri dikkate alınırsa şunlar söylenebilir:

1- AKP, Anayasa Mahkemesi'ne verdiği metni "savunma" olarak nitelemiyor. Yanıt verme, tarihe not düşme gibi tanımlamalar kullanıyorlar. Bu yaklaşımın Türkçesi şudur:

Davayı ve mahkemeyi takmıyoruz!

2- AKP, kendi deyimiyle tarihe not düşerken fazla not düşmüş. Sızan haberlere bakılırsa, dipnotlar ana metinden fazla yer tutmuş olabilir. Notların içinde Demirel, Özal, Ecevit, Baykal'ın kimi ziyaretleri, demeçleri ve tavırları da yer alıyor. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı'nın rutin bir ziyareti bile metne girmiş. AKP bir yandan davayı yok sayarken öte yandan siyasal sistemin unsurlarına sarılıyor. AKP'sel bir çelişki!

3- Her mahkemede "iyi hal" diye bir durum vardır. Ağır suç işlemiş bir kişi bile mahkeme önünde yargıçları etkileyecek ölçüde iyi halde ise verilen ceza en alt sınır olur. AKP, bu sınırı almış. Değil iyi hal, mahkemeye ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'na saygı bile gözetilmemiş. Bu durum sonucun şimdiden kabullenildiği anlamına da gelebilir!

***

Yeniden altını çizelim, yukarıdaki saptamalar AKP'nin yeminli medya müşavirlerinin haber ve yorumlarında yer alan "AKP savunması" içeriğine dayanıyor. Metnin tümünü gördüğümüzde ayrıca değerlendiririz.

Yazının başındaki soruya dönersek...

Demokrasisi rayına oturmuş bir ülkede en önemli unsurlardan biri sistemin seçenek üretebilmesidir. Sistem içinde seçenek varsa, kimsenin aklına "sistem dışı" bir şey gelmez.

Yoksa her şey gelir!

AKP'lilerin 5 yıl siyaset yasağı "parti üyeliğine" dayalı yasak... Biz bağımsız adaylık üstünden bunu da deleriz gibi "seçenek" üretme arayışları, en hafif anlatımla mevcut siyasal yapıya saygısızlık!

Önümüzdeki dönem çağdaş, demokratik, laik Türkiye'nin gerçek gücü seçenek üretme gücüyle ölçülecek!

Mustafa Balbay - Cumhuriyet, 5 Mayıs 2008

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails