09 Mayıs 2008

AKP’nin, Türkiye’nin Geleceğini Kapatma Girişimi!

AKP’nin, kapatma davasına verdiği karşılık şöyle özetlenebilir:

Türkiye’nin geleceğini kapatma girişimi!

AKP giderse istikrar da gidecekmiş!

Neden?

Efendim, istikrarla AKP öylesine iyi anlaşmışlar ki, ayrılamıyorlar... AKP gitti mi, istikrarın kimyası da bozuluyor. O yüzden AKP hep iktidarda kalmalı ki istikrar da kalsın!

Neydi o türkü?

Ülkenin ne önemi var, mühim olan istikrar!

Kara mizah bir yana, AKP’nin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın hazırladığı iddianameye verdiği karşılık, daha adından ne olduğunu belli ediyor:

İddianameye cevaplarımız!

Arkadaşlar savunma yapmıyor, iddianameye karşılık cevapname hazırlıyor!

Salt bu durum bile, AKP’nin sisteme yönelik densizliğinin net bir göstergesi. Evrensel kuraldır:

Bir yasa yürürlükte olduğu sürece, yanlış olduğunu bile düşünseniz, uymanız gerekir. İktidar gücü elinizde olsa bile o yasayı değiştirmediğiniz sürece sizi bağlar!

AKP hem iktidar gücüne sahip, hem yasaları değiştirme gücüne sahip, hem de yasalara saygısız!

***

Cevapnamenin adından içeriğine girersek, durum şu:

1- AKP bugüne kadar hiç yanlış yapmadı. Ne dediyse doğrudur. Eğer AKP’nin söylemleriyle yasalar arasında bir çelişki varsa, suçlu olan yasalar ve kurallardır.

2- AKP bu davaya değil savunma göndermek, dava olarak dahi tanımamaktadır. Yapılması gereken davanın derhal yok sayılmasıdır.

3- AKP, yüzde 47 oy almış bir parti olduğuna göre, tek başına iktidar olduğuna göre, milli iradeyi de temsil etmektedir. Böyle bir partiye dava açılmaz.

4- Laiklik konusunda yanlış olan AKP değil, davayı açanlar ve yürürlükteki yasalardır.

5- AKP’nin iddianameye giren kimi davranışlarını Demirel, Özal, Ecevit, Çiller, Yılmaz gibi liderlerde de görmekteyiz. Bu durumda AKP suçlanamaz.

Yukarıda sıraladığımız maddelerin tümü AKP cevapnamesinin içinde değişik biçimlerde yer alıyor. Bu cevapname hukuk fakültelerinde ders kitabı olarak okutulacak nitelikte! Bunlar öğrencilere okutulmalı ki hukuksuzluk nedir öğrensinler!

Cevapnamede Erdoğan’ın 1990’lı yıllarda söylediklerinin çok geride kaldığı vurgulandıktan sonra, Demirel’in 80’li yıllarda söylediklerinden örnekler verilmesi, arkadaşların zaman kavramına da ne kadar demokratik baktıklarını gösteriyor!

***

İddianameye şaşı bakan AKP, geleceğe nasıl bakıyor?

Tabii ki aynı şekilde...

Erdoğan’ın döne döne AKP’li milletvekilleriyle akşam yemekleri yemesi, sabah kahvaltıları yapması şu korkuya dayanıyor:

Aman parti parçalanmasın!

Bunun başlıca yolu şuradan geçiyor:

Ne olursa olsun, Erdoğan’ın partinin başında kalması!

Dava kapatmayla sonuçlanır da Erdoğan ve odak arkadaşları yasaklı hale gelirse ne olacak?

AKP’liler öyle planlar yapıyorlar ki akla zarar!

Örneğin, Erdoğan ve seçtikleri bağımsız seçilecek... Yasaksız olanlar AKP yerine başka bir parti kuracak... Erdoğan bağımsız olarak onların başına geçecek... Partinin üyesi olmadığı için siyasi yasağı devam ediyor gibi olacak, ama fiilen partinin başında görünecek!

Bu tablo, AKP’nin Türkiye’nin geleceğini kapatma girişimidir!

Demokrasi sözlüğünde olmayan deyimlerden biri şudur:

Seçeneğimiz yok!

Mustafa Balbay - Cumhuriyet, 9 Mayıs 2008

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails