29 Nisan 2008

AKP Savunma mı Yapacak Savurma mı?

Anayasa Mahkemesi'nin AKP'ye tanıdığı bir aylık savunma süresi bu hafta sonu doluyor. AKP yönetimi büyük olasılıkla ek süre isteyecek. Ancak savunma hazırlıklarının da tüm hızıyla sürdüğü anlaşılıyor.

AKP'nin davada kendisini hangi yöntemlerle savunacağı, siyaset-yargı ilişkileri açısından da önemli. Zira AKP, davanın açıldığı günden bu yana mahkemeye yönelik tutumunun ne olacağına bir türlü karar veremedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianameyi mahkemeye sunduğu 14 Mart Cuma gününü izleyen hafta, saldırı haftasıydı. Yargı katlarında hedef göstermedik makam bırakmadılar. Anayasa Mahkemesi'nin 31 Mart Pazartesi günü davayı görüşmeye başlaması, ardından 2 Nisan'da iddianamenin AKP'ye resmen ulaşması durumu değiştirdi.

Arkadaşlar "uzlaşma" haftasına girdiler.

Baktılar bununla da sonuç almak zor, bu kez AB haftasına girelim dediler. 7 Nisan Pazartesi günü yapılan MKYK toplantısından sonra Avrupa kurumlarını Türkiye'nin üzerine salma kararı verdiler.

***

Geldik, nisan sonrasına... Yani mahkeme önüne çıkılacak haftaya...

Erdoğan, Türkiye'de hiçbir kurumla aram iyi değil, bari Suriye'yle İsrail'in arasını bulayım deyip Şam'a doğru yola çıkarken dedi ki:

"Anayasa değişikliği yapıp yapmayacağımıza henüz karar vermedik. Yararı olup olmadığına bakacağız. Ondan sonra adım atacağız!"

Partisinin Anadolu toplantılarında mangalda kül, tespihte püskül, edebiyatta fasikül, ağırlıkta baskül bırakmayan Erdoğan, Ankara'da değişti!

Görünen şu:

AKP, mağduru oynama kredilerini bitirdi. Saldırganlığın da aleyhine olduğunu gördü. Bunun şaşkınlığı içinde!

O nedenle savunma yaparken izleyeceği yöntemi saptayamıyor.

Başsavcının geçen eylül ve ocak ayında yaptığı iki ciddi uyarıyı yok sayan AKP, şimdi davayı yok saymaya çalışıyor...

Ama olmuyor!

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç 'ın her kesime yönelik mesajı da AKP'ye yol oluşturabilecek cinsten değil...

***

Önümüzdeki dönemde AKP yönetiminin en ciddi endişesi şu:

Partide çatlama olur mu?

Erdoğan'ın milletvekillerini 50'şer 50'şer çağırıp konuşmasının nedeni "akıl almak" değil. O, kendisinde fazlasıyla var. Partinin bütünlüğünü sağlamak.

Bu yönde AKP yönetimini kaygılandıran ilk önemli çıkış Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem' den geldi. Erdem, sağduyulu her kesimin altına imza atacağı bir değerlendirme yaptı. Şu mesajlar Erdem'e ait:

1- Yüzde 47 bize büyük geldi. İçimize sindiremedik.

2- Atamalarda liyakate önem vermedik.

3- Türban için anayasayı değiştirmekle hata yaptık.

4- Merkez sağ parti görüntüsü veremedik.

5- Bize oy vermeyen kesimlerin kaygılarını gideremedik.

6- AB'den parti kapatmaya karşı destek istemekle yanlış yaptık.

7- Bakanlar Kurulu'nda kan değişikliğine gitmedik.

Bize göre erdemli değerlendirmeler!

AKP içinde Erdem gibi düşünen başka milletvekillerinin de olduğu konuşuluyor.

Erdoğan ve çevresini parti içi dengeler açısından da ilgilendiren bir ikilem var:

Anayasa Mahkemesi'nde savunma mı yapacaklar savurma mı?

Mustafa Balbay - Cumhuriyet, 28 Nisan 2008

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails