29 Nisan 2008

Nihayet

İlk kez AKP milletvekillerinden parti genel başkanına ve Başbakan'a aykırı sesler yükseliyor.

Beş yıldır ilk kez AKP milletvekilleri RTE'yi eleştiriyor. Başbakan'ın türbanla ilgili anayasa değişikliğine karşı çıkıyor, AKP Milletvekili Vahit Erdem, hükümetin çeşitli alanlardaki icraatını derinlemesine eleştiriyor.

Kapalı kapılar arkasında türban yasağını kaldıracağı iddia edilen anayasa değişikliğinde MHP'nin oyununa gelindiğini söyleyen milletvekillerine RTE'nin verdiği yanıt, pek üstünkörü ve hatasını itiraf eder nitelikte: "Olan oldu. Vatana ihanet etmedik ya!"

Oysa milletvekillerinin saptaması doğru.

RTE, türban sorununu çözmenin yolunun tek maddelik bir yasa değişikliğinden geçeceğini söyleyince; MHP, hemen o gece Anayasa'nın ilgili maddelerinde değişiklik içeren bir yasa önerisi kaleme aldı ve TBMM'ye verdi.

RTE, MHP'nin tezgâhladığı oldubittinin sonuçlarını hesaplamadan, türban sorununu çözme hevesiyle öneriye sarıldı.

MHP ile temaslar sonucu türban yasağını kaldıracağına inandığı anayasanın iki maddesini değiştiren yasayı Meclis'ten geçirdi.

Sonuçta ne oldu; türban sorunu çözülemedi, mahkemeye düştü.

RTE, sorunu çözeceğim derken ülkeyi toplumsal yeni sorunlarla siyasal bunalımlara itiverdi.

***

Üniversitelerde türban sorunu çözülemediği gibi, RTE'nin parlak zekâsının yarattığı siyasal bunalımların içinden hâlâ çıkılamıyor.

Ben yaptım oldu kafasının beş paralık değeri olmadığını artık AKP milletvekillerinin de anladıkları, sızan haberlerden anlaşılıyor.

Kapalı kapılar arkasındaki irdelemelerin, eleştirilerin dışa vuran yüzü Kırıkkale Milletvekili Vahit Erdem'in yerel bir gazeteye iki gün üst üste yaptığı açıklamalar.

Erdem'i Demirel'in Cumhurbaşkanlığı zamanında Köşk'te tanıdım.

Çankaya'da genel sekreter yardımcılığı görevindeydi ve.. en ufak yasadışı bir girişim Vahit Erdem'in süzgecinden geçemiyordu.

Kuşku yok; Vahit Erdem'in titizliği, devlete en ufak zarar gelmemesine özen gösteren tutumu, yasalara saygısı kimilerini rahatsız etti.

Bir ara ANAP'tan aday oldu. Seçilemezse tekrar Köşk'teki işine dönmesine yasalar olanak sağlamasına karşın, Erdem bir oldubitti ile karşılaştı. O göreve bir başkası atanmıştı!

Bu kısa bilgileri vermemizdeki neden, özü ve sözü bir Vahit Erdem'in hiçbir art düşüncenin tutsağı olmadan doğru bildiklerini söylediğine inanmamızdan kaynaklanıyor.

***

Ne diyor Erdem? Bir saptama yapıyor; "partisinin din partisi olduğu, irticayı getireceği yönünde kaygılar" bulunduğunu bir AKP milletvekili olarak seslendiriyor.

AKP önder kadrolarının yıllardır bastıkları havanın tam tersini söylemekten çekinmiyor. Kılık kıyafetin, türbanın "dinin önceliği" olmadığını.. gizli kapaklı toplantılarda değil, gazeteye verdiği demeçte açıklıyor.

AKP'nin RTE'nin iddialarına karşın merkez sağ parti olamadığını vurguluyor. Ona göre (RTE'nin "Bizim referansımız İslamdır" söylemine karşı) dinin referans olmadığını söylüyor.

RTE'nin icraatı ile aksini kanıtlayan davranışlarına karşı çıkan görüşü gerçeğin ta kendisi: "Yüzde 47 oy aldık ama, yüzde 53'ün partimize yönelik çok büyük endişeleri var" diyor ve:

Genel olarak sürekli irdelenen bir başka gerçeğe parmak basıyor: "Keşke daha dengeli bir Meclis yapısı olsaydı... Cumhurbaşkanı mutabakatla seçilmiş olurdu ve bugün yaşadığımız sıkıntılar olmazdı."

Olmaz mıydı?.. Bu RTE, bu kafa ile... Acaba?..

Cüneyt Arcayürek - Cumhuriyet, 27 Nisan 2008

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails