04 Temmuz 2008

Emekli Albay Sarızeybek'ten ilginç iddia

HABERTÜRK Televizyonu'nda Parantez programına katılan Emekli Albay Erdal Sarızeybek, Didem Aslan'ın sorularını yanıtladı

İsrail ile Suriye görüşmeleri devam ediyor, daha yeni Amerika çağırdı bunları Amerika'ya, amaç ne? Olası bir İran harekatında Suriye'nin kontrolünde olan Hizbullah terör örgütünün İsrail'e karşı eyleme geçmesini engellemek. Bunu başarıyorlar, şu an anlaşma yolunda gidiyorlar. İkinci kim var? TSK var. Çünkü Türkiye, İran'la yüzyıllardır savaş yapmamış. Tarihsel bağlarımız var, kültürel bağlarımız var, dostluk bağlarımız var ve bu yüzyıllardır bozulmamış. İran'a Amerika veya İsrail bir askeri harekat yaptığı zaman Amerika, Türkiye'nin desteğini almadan bu harekatı yapamayacağını biliyor.

TSK'nın İran'a bakışı nasıl?

Şu anda PKK'ya karşı müşterek harekat yapılıyor. İran, PKK'lıları vuruyor, yakaladığını asıyor. İran geç de olsa PKK'nın kendisine tehdit olduğunu gördü artık. Amerika veya İsrail, Türkiye'nin desteğini almadan İran'a harekat yapamaz, aynı Irak harekatı gibi. Türkiye'nin desteğini almasaydı yani bu hükümetin Irak'a bu kadar kolay harekat yapamazdı. Bize Irak'tan gelen tehdit var, biz buna reaksiyon göstermek istiyoruz Türk milleti ve Türk ordusu olarak. Diğer İran ile tarihten gelen dostluğumuz var, 20 milyondan fazla Türkmenler var. Böyle bir harekat hepsini etkileyecek. Elbette ki Türkiye, Amerika'nın harekatını desteklemeyecek. Büyük ortadopu projesinin içerisinde düzenlenecek bir harekat, Türkiye elbette ki ulusal çıkarını koruyacaktır. Bu soruşturma ile bunun ne ilgisi var? 6000 polisle 2 orgeneralimizi gözaltına aldılar. Bu soruşturmaya polisin veya içişlerinin Ergenekon adını vermesi hukuki değil. Adalet bakanlığı teamülleri ve CMUK göre bu tür soruşturmalar yıl ve sayı ile ifade edilir. Kod adı vermek diye bir uygulama Türkiye'de yok. Türkiye'nin bu büyük destanını bu soruşturmaya isim yaparak, terörle, şiddetle Türk tarihini yanyana getirdiler. Bu Türk'ün varlığını küçültmedir, aynı Amerika'nın Süleymaniye'de askerimizin başına çuval geçirmesi gibi. İkinicisi, İçişlerine bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü ulusalcılığı tehdit olarak yazdı. Yarın ulusalcılık tehdit, emniyetin raporu delilmiş gibi gösterilecek. Bu da yanlış. Emniyet Genel Müdürlüğü'nün kendi başına tehdit algılamasını yapma yetkisi yok. Bu yetki Milli Güvenlik Kurulu'nundur. MGK'nın tehdit değerlendirmesinde birinci öncelik PKK ile bölücülük, ikinci öncelik de irticadır.

Sizin görev yaptığınız dönemde Sarıkız ve Ayışığı isimli darbe planlarından haberiniz oldu mu?

Ne bana bir bilgi verildi, ne de böyle birşey duydum. Bir yıldan beri süren soruşturmada kamuoyundan da gelen baskı ile soruşturmayı tamamladık dediler. Dün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı açıkladı 2500 sayfalık iddianame var. Soruşturmayı tamamladıktan sonra generalleri gözaltına almanın anlamı, biz birinci soruşturmayı tamamladık, şimdi yeni gözaltılarla ikincisini yürütüyoruz. Bunun da anlamı, bunlar soruşturmayı muvazzaf generallere götürecek, sermayenin kendilerine karşı çıkan isimlere götürecek, medyanın kendilerine karşı çıkan isimlerine götürecek, güya Ergenekon soruşturması sürdürülüyor denilecek. İddianame hazırlanmışsa soruşturma bitmiş demektir. Mahkeme de dava açılır ve sanıklar yargılanır. Siz tam soruşturmayı tamamlayıp, davayı açıyorsunuz sonra yeni gözaltılar yapıyorsunuz. Bu demektir ki; siz soruşturmanın ucunu açık bırakıp devam ettireceksiniz. Bunun altında çuval geçirme vardır, Türk milletinin ordusuna duyduğu yüksek duyguları ayaklar altına almak vardır. Bunun en güzel örneğide 2 orgeneralin 6000 polis görevlendirilerek gözaltına alınmasıdır. Ergenekon terör örgütü ise PKK terör örgütü değil midir? Hükümet sözcüsü geçen gün açıkladı, "Avrupa'da 100 terörist cirit atıyor" dedi. Sizin göreviniz ne? PKK 10.000'den fazla canımızı almadı mı? 30 seneden beri başımıza bela değil mi? Bunları yakalatmak sizlerin görevi değil mi? Geçenlerde Mehmet Ali Birand, Osman Öcalan denilen teröristin düğün resimlerini yayınladı. Osman Öcalan PKK'nın 2 numaralı ismidir. Benim Şemdinli'de 74 askerimin katilidir. Siz nasıl ulusal medyasınız ki; askerlerimizin katillerini peşmerge damadı diye TVde gösteriyorsunuz. Ergenekon hadisesi, Amerika ve İsrail'in BOP çerçevesinde İran'a yapacakları harekata karşı TSK'nın direncini kırmak ve ordunun millet nezdindeki onurunu, gururunu ayaklar altına almak, toplumu etkisiz kılarak Amerikanın İran'a müdahalesini sağlamaktır. Bu kadar basittir.

Bundan sonraki aşama muvazzaf generallere, işadamlarına, medya mensuplarına ulaşacak dediniz. Deliliniz var mı bu konuyla ilgili olarak?

Osman Pamukoğlu Paşamın bir açıklaması var. İran'a harekat yapacağı zaman dönemin cumhurbaşkanı harekat yapma ilişkilerimiz bozulur. Orada terörist olduğundan emin misin diyor. Kendisi de horoz dünyanın her yerinde horozdur, horozu duvara resim olarak koyup da altına horoz diye yazmaya gerek yoktur diyor. Soruşturma bitmiş, dava cuma günü açılıyor. Orgeneralleriniz gözaltına alınıyor. Bunların alınacak ifadeleri var. Bu demektir ki; bu ifadelerden sonra başka kişilere gidilecek. Bunu nasıl yapacaklar? Şu ana kadar hep emekliler gözaltına alındı. Yarın küçük rütbeli bir muvazzaf subayı gözaltına almaya kalkacaklar. Yüzbaşı, binbaşı, albay... Halkın, silahlı kuvvetlerin tepki göstermesini engellemek için ufak rütbeliyi çekmek isteyecekler muvazzaf olarak. Ardından bu rütbeyi büyütmeye çalışacaklar. Bunlar ta Şemdinli olaylarını da içine dahil edip, olayı Yaşar Paşa, Kara Kuvvetleri komutanımıza götürmeye çalışıyorlar. Onlara götürmelerinin amacı pasif duruma, savunmaya geçirmek, Amerika'nın olası bir İran harekatında karşı çıkılmasını engellemek. amaçları bu. Bu soruşturmalar daha önceden Ferhat Sarıkaya adında bir savcı tarafından yapıldı. Biz bu filmi daha önce gördük. Yüzlerce sayfalık iddianame hazırladılar, olayı genelkurmay başkanımıza kadar götürdüler. Sonrada, askeri savcılık olaya el koydu, savcı görevden alındı, askeri savcılık soruşturmayı devraldı, gereği yapıldı. Olayın kapsamı oraya çekiliyor. Dolayısıyla, askeri savcılığın olaya elkoyması lazım. Savcı tarafsızlığını yitirmiş. Bizi, bir emekli albayı, kitap yazdık diye çağırıp, olayı oraya kadar götürmeye çalışıyorsa, ben daha ne söyleyeyim. Askeri savcılık olaya koymalıdır, arada çelişki olursa, Yargıtay Üst Savcılığı'na götürülmeli ve soruşturma makamı belirlenmelidir. Böylece, devlet üst düzey yöneticilerinin gözaltına alınması gibi, pasifize etmek, millet nezdinde itibarını sarsmak gibi davranışlara son vermek gerekir. Gün bugündür, kim ne konuşacaksa, konuşsun. Ben bir emekli albayım ve çıkıp konuşuyorum. Benden önce bu ülkede sivil toplum örgütleri var, üniversiteler var. Bir tek Metal-İş Başkanı Mustafa Özbek konuşuyor. Nerede diğer sendikalar, diğer sivil toplum örgütleri, nerede ulusal medya? Herkes tavrını ortaya koyacak, herkes konuşacak. Memleketimiz zor durumdadır, çocuklarımızın geleceği zor durumdadır, ülkemizin geleceği zor durumdadır, herkes tavrını koysun, başta da ulusal medya...

Kaynak: http://www.haberturk.com/haber.asp?id=83757&cat=110&dt=2008/07/03

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails