05 Temmuz 2008

Glock

ERGENEKON adı verilen ve yaklaşık bir yıldır polis marifetiyle sürdürülen operasyonun son halkasında yaşanan "büyük gözaltı"da ilginç bir olay yaşandı.

Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün gözaltına alındıktan sonra Ankara Ticaret Odası Meclis Başkanı Nuri Gürgür, gazetecilere bir açıklama yaptı. Ankara Ticaret Odası’nda başkanın makam odasının arkasında bir banyo bulunduğunu... Banyodaki şofbenin tamiri için iki ay önce tamirci çağırdıklarını... Tamirci çalışırken şofbenin arkasından Glock marka bir tabanca düştüğünü... Tabancanın karakoldan polis çağrılarak bir tutanakla Emniyet'e teslim edildiğini... O günden bugüne silahla ilgili olarak kendilerine bir bilgi verilmediğini bildirdi ve şöyle dedi: "Eğer o gün şofben bozulmasaydı, o tabanca düşmeseydi, burada yapılacak bir aramada doğal olarak o tabancayı Sinan Aygün’ün bugün anlatması mümkün olmayacaktı." Holivut malı polisiye filmlerin klasik sahnelerindendir; iş peşindeki polis gözüne kestirdiği adamın cebine çaktırmadan bir tutam uyuşturucu koyar ve sonra üst araması yapıp "eliyle koymuş gibi" bulduğu uyuşturucu ile birlikte adamı gözaltına alır.

Sinan Aygün’ün Ankara Ticaret Odası'ndaki çalışma odasında yapılan aramada ruhsatsız bir tabanca bulunsaydı ne olurdu? O silahın örneğin son yıllardaki siyasi bir cinayette veya bir terör saldırısında kullanılan silahlardan biri olduğu "polisin balistik raporu" ile ortaya çıkartılsaydı! Düşünmesi bile insanı ürkütüyor!

Filmlere, Hitler’in Almanyası'nda uygulanan birçok senaryo da konu oldu. Korku imparatorluklarının nasıl kurulduğu çok iyi biliniyor. Dünyada görüldü ki demokrasi kendini koruyamadığı, zaafa düştüğü, basiretinin bağlandığı an akbabalar ve leş kargaları tepesinde kanat çırpmaya başlıyor!

Demokrasi ile yönetilen ülkelerde en küçük bir korkuya bile neden olabilecek tesadüfler çok önemlidir ve âdettir, korkuların giderilmesi için kamuoyu hemen en yetkili ağızlar tarafından bilgilendirilir! Biz ise Sinan Aygün'ün polise teslim ettiği silahın ancak iki ay sonra ve bir büyük gözaltı üzerine "Emniyet yetkilileri"nden edinilen bilgiye göre "temiz" çıktığı ile yetinmek durumundayız. Ne diyelim; bari bugünleri aramayalım!

Bingöllü öğrenciler Ankara’da!

MİLLİ Eğitim Bakanlığı, "doğu"daki öğrencileri "batı"ya getirip gezdiriyor ya; geçenlerde Bingöl’den 250 kadar öğrenci, bir grup öğretmenle Ankara'ya gelmiş. Öğretmenlerin bir kısmı, öğrencilerin çoğu türbanlı! Sonrasını bir görgü tanığından dinleyelim: "Adı gezi ama işin aslının parti propagandası olduğunu anlamakta zorluk çekmedik. AKP Bingöl Milletvekili Yusuf Coşkun'un başrolünü üstlendiği organizasyonda çocukları Meclis’e götürüp Köksal Toptan imzalı teşekkür belgesi ve AKP milletvekillerinin kartvizitleri dağıttılar. AKP'lilerin kartvizitlerini dağıtırken de 'Annenize babanıza selam söyleyin' demeyi ihmal etmediler. Daha sonra öğrencileri ilk Meclis'in müze olan binasını gezmeye götürdüler ama bina onarım nedeniyle kapalı olduğu için içeri giremediler. Etnografya Müzesi’ne gittiler ama müzenin Pazartesi günleri hafta tatilinde olduğunu bilmedikleri için yine kapıdan döndüler. Özetle Ankara'daki bir iki tarikat okulunun da desteğini alarak öğrencilere tam bir propaganda çalışması yaptılar."

Deniz Som - Cumhuriyet, 4 Temmuz 2008

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails